İLKADIM KİTAPLIĞI- Kuran’ı Nasıl Anladılar? / Abdullah Yıldız

Kıymetli İlkadım Kitaplığı okuyucuları! Bu ay sizlerle Pınar Yayınlarından çıkan Abdullah YILDIZ’ın kaleme aldığı Kur’an’ı Nasıl Anladılar isimli eseri inceleyeceğiz.

Abdullah YILDIZ hoca efendiyi daha çok Namazla Diriliş Platformundaki çalışmalardan tanıyoruz. Diğer gayretli hocalarımız ile Türkiye genelinde çok güzel hizmetler yapmışlardı. Şimdi de Kur’an’ı anlama, tanıma, yaşama üzerine çalışması olan Kur’an’ı Nasıl Anladılar kitabıyla beraberiz.  

Kur’an’ı Nasıl Anladılar demekle kast edilen zümre, sahabe efendilerimizin Kur’an’ı nasıl anladığıdır. Sahabe-i Güzin Efendilerimiz Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin hayatına şahit olan nasipli Müslümanlardır. Rasulullah Kur’an’ı Kerim’in ilk uygulayıcısı. İlk uygulayıcının nasıl uyguladığını gören Müslümanlar da sahabelerdir. Dolayısıyla Kuran-ı Kerim’i en doğru anlama ve uygulama noktasında sahabe efendilerimiz bizler için en önemli kaynaklardandır.

Günümüzde, sahabeleri itibarsızlaştırıp bir sonraki aşamada sünnet-i seniyyeye saldırıp en sonunda da Kuran-ı Kerim’i kendi istedikleri gibi tevil etme yoluna gidenlere sakın inanmayın. Batılı oryantalistlerin de hedefi aynı değil mi zaten? Kur’an-ı Kerim’in harflerini değiştiremeyeceklerini çok iyi bildikleri için tahrif hedeflerini Kur’an-ı Kerim’in manasına taşıyorlar.

Aslında durum şu: Kur’an-ı Kerim’e uyacakları yerde Kur’an-ı Kerim’i kendilerine uydurmaya çalışıyorlar. Prof. Dr. Orhan ÇEKER hocamızın ifadesiyle bizim âlimlerimiz sureyi bırakın, ayeti bırakın, ayetteki bir kelimeyi bırakın, harflerin tınısını bile korumuşlardır.

Elimizdeki bu çalışmada Abdullah YILDIZ; insanlığın manevi susuzluğunu Kıyamet’e kadar gidermek üzere Rabbimizin lütuf buyurduğu tükenmez asli membaımız Kur’an-ı Mübin’in saf ve berrak gözesinden kana kana içerek “gökteki yıldızlar” gibi insanlığın ufkunda parlayan Asr-ı Saadet neslinin o sade ve hasbi çalışmalarını günümüze taşınmaya gayret göstermiş.

Çünkü ashab-ı kiram Kur’an-ı Kerim’in ‘hayat veren’ ilkelerini Allah Resulünün öğrettiği şekilde hayatlarına aktarıyorlar, günlük hayatın bütün alanlarını Kur’an’a göre tanzim ediyor; bu sebeple de ilahi mesajın hiçbir ayrıntısını kaçırmadan anlıyor, kavrıyor ve uyguluyorlardı.

Onlar, Kur’an’ın hayat veren hükümlerine, önce kendileri uyuyorlar, sonra da bunu başkalarına tavsiye ediyorlardı. Bu ilkelere ters bir durum gördüklerinde hemen müdahale ediyor, uyarıyorlardı. Onların ibadetleri, duaları, tevbeleri, zikirleri, şükürleri, davetleri, cihadları, söylemleri, eylemleri, aile ve iş hayatları… Kur’an’ın hayat veren ilkeleri doğrultusunda şekilleniyordu.

Ashab-ı kiram efendilerimizin Kur’an-ı Kerim’i nasıl anladıklarını merak eden okurlarımızı güzel bir eser bekliyor.