MAVERADAN MACERAYA-Hem Kel Hem Fodul

Bazı insanların ve işletmelerin yaptıkları iş ve ürettikleri mal ve hizmetler için yapılan değerlendirmeler sonunda mükemmelliğini ifade ederken “10 numara 5 yıldız” tabiri kullanılır. Bazen da abes işler ile meşgul olduklarını anlatmak için “Yaptığı iş ürküttüğü kurbağaya değmez” denilir. Öte yandan bir kişinin “hem kel hem fodul” olması, hem suçlu hem de güçlü olmasını ifade eder. Adam hem hırsız hem de arsız. Bunun gibi bir şey sizin anlayacağınız. Açlığından değirmen bekler, kibrinden hak almaz. Yattığı ahır sekisi, çağırdığı İstanbul türküsü gibi tenakuzu da anlatır. Makalemizin başındaki kel kelimesi Kur’an tabiri ile bir nesne veya varlığın Mevla’sının üzerine yük olmasını anlatır. Burada kastedilen kellik kafadaki saçın olmayışı değildir. Velisinin sırtında bir kambur olmasıdır.
Türk Dil Kurumu’nun güncel sözlüğünde tanımı yapılan “kel” kelimesi, saçı dökülmüş kimse/adam veya yaprağı dökülmüş çıplak ağaç için kullanılan Farsça bir sıfattır. Kel başa şimşir tarak gerek, kel ölür sırma saçlı olur, kele köseden yardım olmaz, kelin ayıbını takkesi örter, takke düşünce kel ortaya çıkar, kelin merhemi olsa kendi başına sürer, dünya kadar malın oluncaya kadar kuruş kadar kelin olsun gibi günlük hayatımızda kullandığımız atasözleri ve deyimleri ne kadar manidardır. Mevlâna Celaleddin Rumi “keller çarşısında tarak, körler çarşısında ayna satılmaz” demiştir.
Konu ile ilgili kelaynak, kel kâhya ve keloğlan gibi bileşik sözler ve isimlerin kültür hazinemizde ayrı bir önemi vardır. Bunlardan kelaynak; leylek cinsinden yeryüzünde yalnızca Birecik’te, Fırat vadisini çeviren kayalıklarda yaşayan, başı tüysüz uzun gagalı bir kuştur. Nesli tükenmek üzere olan kelaynak kuşu gibisiniz deyimi; kuşak çatışması yaşayan yaşlı insanlar ve koca doğru adamlar için söylenir. Kendisini ağa gibi göstermek isteyen zavallı kimseye, ilgisi olsun olmasın her şeye karışan, her şeye burnunu sokan adama kel kâhya gibi tabiri kullanılır.
Keloğlan’a gelince; o bir ailenin koruyuculuğunu üstlenen veya bir yere çıraklığa alınan öksüz ve garip çocuktur. Hindi gibi sessiz sedasız ve saf göründüğü halde zekâsı ve yiğitliği ile amacına ulaşan, çocukların hayran kaldığı saçsız bir masal kahramanıdır. Zaten o kendisini gayet güzel anlatıyor:
“Ben bir garip Keloğlanım, eşeğimin yok palanı,
Varım yoğum doğruluktur, hiç de sevmem yalanı.
Bir kocakarı anam var, birkaç tavuk, bir de inek,
Her gün konar kel kafama, evsiz kalmış birkaç sinek.
Olmam kimseye kul köle, halkın kulağı diliyim,
Namertlere avuç açmam, sivri akıllı biriyim.
Keloğlanım budur özüm, haram malda yoktur gözüm,
Garip hakkını yiyene, elbet vardım bir çift sözüm.”
Bizim de bir çift sözümüz vardır Keloğlan’ım! Keleşoğlan’ım! Hikayesi Beleşoğlan’ım! Lakin sözü söyle alana, kulağında kalana. Keşke her Âdemoğlu da senin gibi saf, temiz, arı ve duru olsa. Biz millet olarak öyle Babasının oğulları ile tanış olduk ki; E-devlet üzerinden soy ağaçları okununca şeceresi açığa çıkanların gözleri korku ve telaşlavel Fecir okur oldu.
Fodul kelimesi üstünlük taslayan, kibirlenen anlamında Arapça bir sıfattır. Kelimenin aslı Fazıl’dır. Fazıl, bütün ahlaki üstünlük ve meziyetleri üzerinde toplayan erdemli bir kişidir. Ne yazık ki bir kelimenin başka bir dile geçişi öyle kolay ve aynısı olmuyor. Zira; her milletin hançere, havsala ve gırtlak yapısı aynı değildir. Hal böyle olunca kelimelerin semantik yapısı da galatlı okuyor. İşte bakın Ankara’nın bir köyü iken mahallesi yapılan Solfasol’un aslı Zül-Fazıl’dır. Solfasol, fazilet dolu köyün adıdır. Hacı Bayram Veli vaktiyle bu köyde dünyaya gelmiş ve irşadına buradan başlamıştır. Hem de Engürü’yü asırlar sonra mabetsiz bir şehir olarak planlayıp inşa etmeye çalışanlara inat. Hacı Bayram Veli; İstanbul’un fethinin Sultan 2. Murad’ın oğlu Sultan 2. Mehmed ile talebesi ve müridi Akşemseddin’e nasip olacağını müjdelemiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşu, Atatürk ve silah arkadaşlarının etrafında toplanan milli mücadele davasına inanmış vatan sevdalılarının katılımları ile Hacı Bayram Veli Camiinde kılınan Cuma namazından sonra bütün cihana ilan edilmiştir. Lakin Mason Cemiyetinin zinde güçlerinin halk fırkasının içine sızmaları sonucu 6 ok ideallerini altı yok düşüncelere dönüştürüp fason fikirler üretilmeye başlanması milletimizi derinden üzmüştür. Durumun vahameti sonucu mason ve lions kulüplerinin kapatılması üzerine bu kuşatma ve elense hareketiyle yalnız kalan Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in vefatı esnasında: “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” demesi tarihçiler tarafından iyi analiz edilmesi gereken bir serzeniştir. Yani sizin anlayacağınız Atatürk’ün demokrasi hamlesi olarak kurduğu siyasi bir hareket, daha Atatürk’ün sağlığında bile mutasyona uğramıştır.
Günümüz Türkiye’sinde ise Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığını açıkça tehdit eden terör sevicileri ilebirlikte hareket edilmesi vatanı uğruna can veren pervaneleri derinden üzmektedir. Çılgın Jön Türkler bana kızmasınlar amma söylemem gerekir; Beyaz Türklerin Kızılderili başlığı ile dolaşması ne garip ve tuhaf bir şeydir. Milletin dokusuna ve genetik yapısına dokunan uygulamaları sebebiyle iktidar hayalleri kuranlar post uğruna ayı derisi giymiş şehir eşkıyalarından medet umar hale gelmiştir. Mevcut iktidarı devirmek için Yeminli Türkiye Düşmanları ile kol kola gezmektedir.
Kızılderili başlıklı soytarılar daha şimdiden başladılar; bu devletin temelini atan Kara Fatma /Üsteğmen Fatma Seher gibi kurucu üyelerinin asil ve mütesettir torunlarına ‘’İran’a gidin, Suudi Arabistan’a gidin’’ diye bağırmaya. Maltepe Caminin kıblesinde patlattıkları şampanyalar eşliğinde anırmaya.
Ah Üçüncü Hişam ah… Ne ettin de elden çıktı Kurtuba? Endülüs birden nasıl oldu İspanya?
Adamlar ekip halinde Japonya’da Çin’de güzel ülkemizin siyasi ve ticari itibarını yükseltmeye çalışırken birileri hala milletin meclisinde hala eski sakız çiğnemekte ve geleceğin falına bakmaktadır. Allah encamımızı hayreylesin. Ha, bu arada sözde Sivas Katliamı olarak bilinen tezgâh ve kumpas döneminde orada belediye başkanlığı yapan İngiliz Damat da Madımak gerçeğini açıklamalı, kamuoyuna bilgi ve hesap vermelidir.
Teke seke sakalı oy Madımak!
Sevgilerimle…