Bahar Şerlikleri

Güzel ülkemizde üniversite öğrencilerimizin genel anlamda kalitesi maalesef her geçen gün düşmekte. Bunda elbette üniversitelerin hemen hemen her şehirde açılmasının da payı var. Ancak akademik yönden zayıflık bir yana ahlaki açıdan yaşanan sıkıntı ise çok daha farklı boyutlarda. Peki, ‘genç adam’larımız bu konu üzerinde durup düşünüyor mu? Nedenlerini ve neler yapılabileceğini konuşuyor muyuz? Biz bu yazımızda nedenlerden, bu çözülmenin araçlarından sadece birini, bahar şenliklerini ele alacağız ve bazı çözüm önerileri sunacağız.
Şenlik mi Şerlik mi?
TDK’nin şenlik tanımlarından birisi şöyle; belli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü. Üniversitelerimizde ‘bahar şenlikleri’ adıyla yapılan etkinliklerin de işlevi tam da bu, hatta kimi üniversiteler biraz fazla mı veriyor coşkuyu ne!
Muhtemelen kültürel, sosyal etkinlik olsun amaçlı icat edilen bu organizasyonlar yaklaşık otuz senedir icra edilmekte. Bilim, kültür ve sanat merkezlerimiz olması gereken üniversitelerimizden bazıları getirdiği şarkıcılarla, ücretsiz dağıttığı içkilerle, -affedersiniz- etrafta saçılı bulunan prezervatiflerle hangi ulvi gayeye hizmet ediyor acaba? Yoksa birileri bahar mevsimini, onun insanlarda uyandırdığı güzel hisleri kullanarak şenlikten çok şerlik peşinde mi?
Hangi anne baba çocuklarını bu gibi saçma sapan ortamlarda vaktini geçirsin, şehvetinin esiri olarak ne türlü ahlaksızlıklarla meşgul olsun diye gönderir ki üniversiteye? Hem de kim bilir nice fedakârlıklarla. Bir de abdestli, namazlı veya başörtülü gençlerimizin fena halleri daha çok yaralamakta vicdanları.
Peki, bir genç hiç mi eğlenmesin, dinlemekten hoşlandığı birisini şehrine geldi diye görmeye gitmesin veya bu şenlikler içerisinde gerçekleştirilen meşru bir etkinlik içerisinde bulunmasın? Elbette insanın eğlenmeye ihtiyacı vardır ama zaman ve zemin önemlidir. Bediüzzaman’ın tabiriyle; “Madem helâl dairesi keyfe kâfidir. Ve madem haram dairesindeki bir saat lezzet, bazen bir sene ve on sene hapis cezasını çektirir. Elbette, gençlik nimetine bir şükür olarak, o tatlı nimeti iffette, istikamette sarf etmek lâzım ve elzemdir.” İffete halel getirmeyen, istikametten ayırmayan bir eğlence elbette olmalıdır insanın hayatında. Ama sırf bu ahlaksızlıklara sağladığı ortamlardan dolayı bile bu bahar şenlikleri boykot edilse yeridir. Hasan el-Benna’nın da dediği gibi; Eğlence yerlerine yaklaşmak şöyle dursun, onlara karşı mücadeleye girişmelisiniz…
Gençlerin Gözünden Bahar Şenlikleri
İnternetteki bir siteden bahar şenlikleri başlığı altında yazılan maddelerden bazılarını buraya almak istiyoruz ki bakalım gençler nazarında neymiş bu bahar şenlikleri:
- T cetvelli, rastalı üniversite gençliğinin buluşma noktası; konserler, dj’ler, alkol ve daha birçok süper aktivitenin bulunduğu şenlikler.
- Aralarında kar tatili bekleyen üniversite öğrencisi arkadaşların da bulunduğu bir kesim insanlar tarafından, garip bir şekilde abartılan, abartıldıkça abartılan, hatta abartılıp daha da abartılan, çoğunluğu başarısız organizasyonlar.
- Önceleri çimlere uzanıp ucuz şarap eşliğinde alternatif seslerin dinlendiği, şimdilerde ise süslü sahneleriyle, neon ışıklarıyla kampüsü hipermarkete çeviren, parayı ver şenliğini yaşa anlayışına hâkim sponsor savaşlarının yaşandığı aktivite.
- Havaların düzelmesiyle azan gençlerin azgınlığını yasallaştıran şenlikler.
- Ülkemizdeki embesil seviyesi hatırı sayılır bir düşüş gösterene kadar kaldırılmasını can-ı gönülden dilediğim uygulama. Hani stereotipik Türk kızı ve Türk erkeği var ya; alayını bu etkinlikler kapsamında gözlemleyebilirsiniz. Bu ne mal bulmuş mağribiliktir, bu ne eğlence kültüründen bihaber olmaktır arkadaş, aklım havsalam almıyor
Daha bu alıntılar uzayıp gidebilir. Bazılarında terbiye sınırlarını zorladığımızın farkındayız ama gerçeklik bu.
Ne Yapalım?
Öncelikle alternatifçiliği pek de makul bulmadığımızı belirtelim. Yani onlar orada çıplak şarkıcılar dinlesin, biz de biraz daha İslam soslu birilerini getirtelim mantığı pek de çıkar yol değil gibi. Bu sanki bir ezikliğin de göstergesi. Buna ihtiyacımız yok. Mesela yılbaşı kutlamalarına alternatif Mekke’nin Fethi kutlamalarına neden ihtiyaç duyuyoruz? Hem de 20 Ramazan’da gerçekleşen bir fethi neden miladi 31 Aralık veya 1 Ocak şekline dönüştürüyoruz? Veya kutlu doğum gündemini kim icat etti ülkemiz Müslümanlarına? Bunun gibi biz bahar şenliklerine alternatif organizasyonlar düşünmeyelim.
Peki, ne yapalım? Sahada olalım, tüm sene boyunca davet çalışmalarına hız verelim, yelpazeyi genişletelim, kuşatıcı olalım ve bahar geldiğinde bu etkinliklere katılacak adam bulunmasın.
Def-i mazarrat celb-i maslahattan evladır denir. Yani bir kötülüğün giderilmesi, bir iyiliğin getirilmesinden önceliklidir. Üniversite yönetimiyle görüşülüp bu etkinliklerin kaldırılması önerilebilir. Milletçe, bir anlamda, yeni bir kurtuluş mücadelesi verdiğimiz şu zamanlarda eğlence nedir?
Bilim yuvalarımıza uygun olacak şekilde sene sonlarında üniversite tarafından bilim şenlikleri, üniversite içinde kitap fuarları organize edilmesi teklif edilebilir.
Sonsöz olarak, üniversitelerdeki Müslüman (olduğunun şuurundaki) gençlerimiz öyle güzel bir örneklik, öyle latif bir ahlak ortaya koysunlar ki başkaları da onlara bakıp kendilerinin her türlü ahlaksızlığından utanır olsun.