Hıfzul-Lisan, Selametül-İnsan

Dilin kendisi küçük olmakla beraber gerek taat ve gerekse isyanı büyüktür. Cirmi küçük ve fakat cürmü büyüktür. Zira kulun küfür ve şehadeti ancak dilindeki ifadesinden anlaşılır. Küfür, isyanın; iman, taatin son haddidir.
Lokman aleyhisselam oğluna “Eğer söz gümüşse sükût altındır.” demiştir. Allah’a itaat yolunda bir söz söylemek gümüş ise masiyetten sakınmak için sükût etmek altındır.
Rasul-i Ekrem aleyhisselam “Sükût eden kurtulmuştur.” “Sükût nimettir. Fakat susanlar azdır.” buyurmuştur. Süfyan, Rasul-i Ekrem’e ‘En çok neyimi sakınayım?’ diye sordu. Rasul-i Ekrem de eli ile dilini göstererek ‘Buna sahip ol.’ buyurdu.”
Muaz radiyallahu anh Rasul-i Ekreme “Konuştuklarımızdan muaheze olur muyuz?” diye sordu. Rasul-i Ekrem “Anası ölesi, insanları yüzleri üzerine ateşe düşürecek olan dillerinin hatalarıdır.” buyurdular.
Ebu Bekir radiyallahu anh lüzumsuz konuşmamak için ağzında çakıl taşı saklardı. Eli ile dilini gösterir, “Başıma gelen bütün felaketler hep bunun yüzünden gelmiştir.” derdi.
Kişinin en değerli sermayesi vakittir. Vaktini boş yere harcar ve ahiret için bir sevap hazırlamazsa ana sermayeyi iflas ettirmiş olur. Bunun için Rasul-i Ekrem aleyhisselam “Boş ve faydasız işleri terk etmek kişinin İslam’ının güzelliğindendir.” buyurmuşlardır. (Tirmizî)
Ebu Zer radiyallahu anh diyor ki: “Rasulullah bana: “Sana bedene hafif fakat terazide ağır gelen bir amel öğreteyim mi?” buyurdu. “Evet, ya Rasulullah” dedim. “O sükût etmek, güzel ahlak sahibi olmak ve lüzumsuz şeyleri terk etmektir.” buyurdular.
Lokman Hekim’e “Hikmetin nedir?” diye soranlara “Benden gizlenen şeyi araştırmadım, üzerime gerekli olmayan şeyin üzerinde durmadım.” diye cevap vermiştir.
Mü’mine gereken o ki; söze başlayacağı zaman her şeyden evvel besmele çekmeli ve Allah’a hamdü senada bulunmalıdır. Peygamberimiz aleyhisselam böyle başlanmayan söz ve işlerin bereketsiz kalacağını haber vermiştir. (İbni Mace)
Mü’min-i kâmile gereken o ki; ya hayır söylemeli ya susmalı. Çünkü mü’min bilir ki ağzından çıkan her söz kiramen kâtibin melekleri tarafından yazılır ve mahkeme-i kübrâda “Oku kitabını!” denilince kişi “Ya Rab! Bu öyle bir kitap ki büyük küçük her şey defterimde yazılı, bunun hesabını nasıl vereyim?” diye mahzun olacak. Allah hesap görücü olarak kuluna kâfidir.
Akıllı kişi dilini Kur’an’la, salavatla, Allah’ı çok çok zikirle ıslatmalı, Allah’ı zikretmeksizin dünyevi ve boş sözler sarf etmekten şiddetle kaçınmalıdır. Zira böyle davranmak kalbi katılaştırır. Katı kalpli olanlar ise Allah’tan en uzak kimselerdir. Diğer taraftan çok konuşmak insanı hatalara sürükler. Şair bu hakikati ne güzel ifade eder:
Ehl-i dîllerde bu mesel anılır.
Kim ki çok söyler ise çok yanılır.