Özgürlük ve Doğu

Özgürlük ve Doğu

Akdeniz’den Pakistan’a kadar uzanan İslam beldeleri; Britanyalıların 19. yüzyılda, Avrupa’yı merkez kabul edip uzaklık-yakınlık ölçüsüne göre (uzak, yakın, orta) ismini tayin ettiği, ‘Ortadoğu’ deyip bütün

Dünya’ya da ‘Ortadoğu’ dedirttiği bereketli topraklar.

O günden beri bütün Dünya Ortadoğu diyor, bizse; Dünya üzerinde Cihan İmparatorluğu hayalinin kurulabildiği tek yatak diyoruz. Hem öyle bir yatak ki; şiltesi dikenli telden, yorganı kurşun yükünden…

Evet, Cihan İmparatorluğu hayalinin kurulabildiği tek yatak. Tarihte Cihan hakimiyeti kurabilmiş birkaç kavimden hepsinin yatağı bu topraklar olmuştur. Bu hayalin cihangirleri; İskender, Sezar, Yavuz, Napolyon hep bu yatağa koşmuştur.

Günümüzde sanıldığı gibi Ortadoğu’nun tek anlamı petrol değildir, petrolün ne işe yaradığını bırak ne olduğunu bile bilmeyen İskender dahi medeniyetin doğduğu bu topraklara koşmuştur. Bu toprakların mücerret manası, kanunudur; bu yatağa uzanan cihangire Cihan Hakimiyeti’ni vermek.

Britanyalıların bu topraklara ‘Ortadoğu’ diyerek yaptığı ise; bu mücerret manayı, Avrupa merkezli bir müşahhas haline getirerek, kıyamete kadar bu manayı kendisinde muhafaza etme çabasıdır.

Ezelden beri bu yatağa koşan batı’nın, Haçlı Seferleri’nde dayanağı Hıristiyanlık hassasiyeti, 1. Dünya Savaşı’nda kendisine yeni ilah edindiği makinenin yiyeceği hammadde, 11 Eylül’den beridir ise ‘özgürlüktür’.

Batı, Doğu’ya özgürlük ihraç ederek Doğu’yu işgal etmekte ve içimizdeki beyinsizler de batı’ya “Dünya’nın aydınlık yüzü” diyerek şakşakçılık yapmaktadır. Peki, nedir bu özgürlük dedikleri, ne içindir?

Orta çağ karanlığını yaşayan batı’nın -ki Orta çağı batı yaşamıştır, Doğu için Orta çağ yoktur- ağaç kökünü kemirmekten, engizisyon zulmünden, papazların cennet arsası satmasından kurtulmak ve ‘mutlak doğruya’ ulaşmak için bulduğu çaredir özgürlük.

Mutlak doğruya ulaşmak adına bazı Avrupalıların eski Grek medeniyetini ortaya çıkarmaya daldığı -Grek medeniyetini dahi Doğu kütüphanelerinden öğrenmişlerdir-, bazılarının kuru akıl sistemleri ortaya çıkarmaya çalıştığı, kimilerinin de doğruyu ırk hassasiyetinde aramaya koyulduğu karmaşanın adıdır.

Batı, kafasını bir sağa bir sola çarpa çarpa özgür bir şekilde ‘mutlak doğruyu’ aramaktadır. Özgür insan, ‘mutlak doğruyu’ bulduğu zaman ‘hür’ olur. ‘Mutlak doğruyu’ 1400 yıl önce bulmuş olan Doğu’nun özgürlüğe ihtiyacı yoktur. Batı tipi özgürlük, Doğu için ileriye bir atılış değil, geriye bir dönüştür. Özgür batı, üç asırdır ‘hür’ olduğunu unutturduğu Doğu’ya toslamakta ve vahşetin her türlüsünü sergilemektedir.

Onların Ortadoğu dedikleri, Cihan İmparatorluğu hayalinin kurulabildiği tek yatağın sahibi ezelden beri Doğu’dur. Bizim yatağımıza kurulmuş tecavüzcü batı’yı kuyruğundan tutup bu yataktan fırlatma vaktidir. Batı’nın özgür katillerine, Doğu’nun hür çocukları son üç asrın hesabını sormalı, soracaktır; bekle de gör…

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.