LA HAVLE – Bunları Tanır mısın?/Abdullah Gülcemal

Havranın hahamıyla kazan kaldıran bunlar!
Câminin imamına kızan, saldıran bunlar!
El öptürür bunlara kilisede zangoçlar,
Kitapsız, sonra döner yine İslâm’ı suçlar!
Ey hakikat yolunun yolcusu delikanlı!
Biz; bir dönem elinden mukaddes kitabı alınıp, yerine besmelesiz kitaplar verilerek yarı yolda şaşkın vaziyette bırakılan bir nesiliz!
Biz; inancı tahfif edilen, tarihi tahrip edilen ve geçici hafıza kaybıyla tarih şuurundan mahrum bırakılan bir nesiliz!
Madem hakikati aramak adına yola çıktın. Tebrik ediyorum seni. Aradığın hakikate ulaşabilmen için sana lâzım olan dört şey vardır:
Derin bir tefekkür, uyanık bir şuur, bitmeyen bir gayret, kuvvetli bir sabır!
Yoldaki işaretlere ve tehlikelere dikkat et! Çünkü bu yol üzerinde yol kesici nice haramiler görülmüştür. Sen bunları tanımazsın!
Bunları tanımak belki gençlik yıllarını alacak. Ama tanımaya mecbursun, hatta mahkûmsun!
Bunlar senin dininin, tarihinin, vatanının, istiklâlinin, istikbalinin, ezanının, bayrağının, ırzının, namusunun, neslinin, kısacası bütün mukaddesatının düşmanıdır, unutma!
Bunlar hep maskeli bir hayat yaşarlar, unutma!
Bunların dökülmedikleri kalıp, almadıkları şekil, girmedikleri kılık yoktur, unutma!
Bunların iki yüzü, tek dünyası vardır, unutma!
Bunların yönleri hep Batı’ya dönüktür, unutma!
Unutma! Harim-i ismetimizin saklı olduğu kapıları açmak için, kullanılan mayasız medya maymuncukları vardır. Bunları X-Ray cihazından geçirecek olsanız, barkodlarının üzerindeki fiyatı, üretim ve son kullanım tarihlerini göremezsiniz!
Unutma! Yalan, iftira, ihanet, riya, takiyye, fitne, sinsilik ve hayasızlık, bunların en belirgin özellikleridir.
Bunları iyi tanı, tedbiri elden bırakma, gereğini yerine getir! Çektiğimiz bunca çileye rağmen, sular hâlâ uyanmadı. Ama düşman da hiç uyumadı!
Bunların neler yaptıklarını bil ve ellerine en küçük bir fırsat geçtiğinde tekrar neler yapabileceklerini tahmin et!
“Ne yaptılar ki?” diye soracak olursan:
Neler Yapmadılar ki!
İnancından dolayı hor gördü, hakir gördü.
Bu millete daima tepeden baktı bunlar!
Dile kilit vurdular, ayaklara pranga,
Kolları kelepçeli kaç boğaz sıktı bunlar.
Kaç bin kalem kırdılar o kanlı ellerinde,
Kaç mazluma sehpada kaç ilmek taktı bunlar!
İçi kevser ile dolu kristal kâseleri,
Kaldırıp yere çaldı, devirdi döktü bunlar.
Rahmet inmedi gökten, bekledik boynu bükük,
Kara bir kâbus gibi, çöktü de çöktü bunlar!
Mukaddes neyim varsa dinim, dilim, tarihim.
Kitabımla birlikte hepsini yaktı bunlar!
Milletin meclisinde kürsüyü devirdiler,
Mabedimde mihrabı, minberi yıktı bunlar!
Kurudu gül bahçemiz, baykuşlar bayram etti
Bülbülün yuvasına ısırgan ekti bunlar!
Delikanlım! Sen bunları bilmezsin!
İslâm’ı beğenmeyip, din değiştiren bunlardır!
Cumayı beğenmeyip, gün değiştiren bunlardır!
Kıble’yi beğenmeyip, yön değiştiren bunlardır!