8300 Km Uzakta Geçen 30 Gün, Malezya Günlükleri (3)

8300 Km Uzakta Geçen 30 Gün, Malezya Günlükleri (3)

Yaklaşık 1 yıla serpiştirerek sizlere sunduğum “Malezya Günlükleri” serimizin son yazısına gelmiş bulunuyoruz. En son nerede kalmıştık?  Metropol Şehir: Kuala Lumpur!

Başkent Kuala Lumpur’da ilk ziyaret mekânımız “Batu Caves” adı verile Hindulara ait Batu Mağaraları Tapınağı oluyor.

Mağaranın önünde 43 metre yüksekliğinde Malezya’nın en büyük heykeli olan 42 m yüksekliğinde ve altın işlemeli Lord Morugan heykeli bulunmakta. Maymunlar eşliğinde 270 küsur basamak çıkarak ulaştığımız mağarada kısım kısım tapınaklar ve her birine farklı görevler atfettikleri putlar mevcut. Tapınma şekilleri ise bir hayli ilginç, putlara meyve ve çiçek atılması hala bir ibadet şekli onlar için. Ayrıca; Hinduların, adına yapılacak ikramın cinsine göre farklı ücretleri bulunan biletlerden almaları gerekiyor ve bilet fiyatlarını sorduğumda 2 ringgit(4tl) ile 101 ringgit arasında değiştiği yanıtını aldım.

Bir sonraki durağımız ise, Kuala Lumpur denince akla ilk gelen ve Dünya’nın en büyük ikiz yapısı olan “Petronas İkiz Kuleleri”.

Malezya’nın Petrol ve Doğalgaz Şirketi olan Petronas Holding tarafından 1992-1998 yılları arasında inşa ettirilen bu yapılar İslam kültüründe yer alan iki karenin üst üste kesişmesiyle oluşan sekizgen yapıdaki “Rub El-Hizb” motifi ile yapılmış. 452 m yüksekliğindeki bu devasa yapılar aralarında bulunan bir köprü vasıtasıyla birleştirilmiş. Kendine özgü duruşu olan bu yapılar şehrin meydanını da oluşturuyor diyebiliriz. Büyük çaplı miting/konserler de burada gerçekleşmekte.

Malezya’daki barınma mekânımız IIUM Uluslararası Malezya İslam Üniversitesi yurtları idi. “Cami merkezli bir üniversite” hakikaten duygulandırmıştı beni. Konumu şehirden bir miktar uzak olan ve doğayla iç içe olan bu üniversitede her milletten insan İslam ortak paydasında buluşuyorlardı. Üniversitenin kafe kısmında “Roti Çanay” dedikleri -bizdeki gözlemeyi andıran- yiyecek de artık kahvaltımızın vazgeçilmezi olmuştu. Yurtlarımıza yerleştik ve ertesi gün yapılacak günübirlik “Putra Jaya” gezisini bekler olmuştuk.

Malezya’nın resmi başkenti Kuala Lumpur olmasına rağmen yönetim merkezi, bakanlık binalarının bulunduğu şehir Putra Jaya’ydı. Bu sebeple Putra Jaya “İdari Başkent” olarak anılmaktadır.

Kuala Lumpur’un hemen güneyinde yer alan şehrin simgesi ise Putra Camii’dir. Alışılmışın dışında gül rengi granitten inşa edilen bu cami Putra Gölü’nün dibinde olmakla beraber başbakanlık ofisi ile karşılıklı olarak konumlandırılmış. Malezya’nın birçok şehrinde göllerin şehrin ortasından geçmesi bir köprü kültürünü de beraberinde getirmiş diyebilirim. Farklı tarz köprüler ve manzaralar fotoğraf çekimi için gayet uygundu.

Burada sizlerle kısa bir hatıramı paylaşmak istiyorum.

Bakanlık binalarını ziyaretimiz ardından bahçede küçük büfelerde farklı farklı yemekler yapıldığını gördük. Arkadaşlarla oraya ilerledik ama yiyebilecek bir şey bulacağımıza dair pek de ümidimiz yoktu açıkçası. Ve bir çığlık: “Beyler koşuuun, burda et şiş var!”. Evet çok duygusal anlar yaşadığımız doğrudur. Baktık adamların yaptıklarına hakikaten et şiş. Neyse hemen bizde 3’er 5’er şiş söyledik ve masamızda heyecanla bekledik. Tabaklarda şişler geliyordu fakat görüntüsü biraz farklıydı ve yanında ekmek servisi falan da yoktu. Neyse dedik baharatı farklıdır yine tadı güzeldir dedik, ilk parçayı ağzına götüren herkeste yüz ifadesi değişti ve birbirine bakmaya başladı… Bir hüsrandı bu, evet burada et şiş’i “Şeker” ile harmanlıyorlarmış… “Heyecanım kursağımda kaldı” sözünün burada et şiş yiyen bir Türk tarafından söylendiğini düşünmedim değil.

Tekrar Kuala Lumpur’dayız…

TERKL adı verilen Tropikal Orman Parkındayız ama burası biraz farklı. Ormanı ilk defa yukarıdan gezmenin heyecanını yaşıyorum. Orman Park içerisinde yaklaşık olarak ağaçların yarısı boyundaki kuleler arasında asma köprüler mevcut. İlk Kuleye çıktıktan sonra köprüler vasıtasıyla diğer kulelere geçiliyor tabi bu süreç bir hayli keyifli.

Bir sonraki ziyaret alanımız ise IAMM Malezya İslami Sanat Müzesi… Bir hayli vakit geçirdiğimiz bu müzede Endülüs’ten İran’a, Çin’den Buhara’ya, Mescidi Haram’ dan Mescidi Nebevi’ye dünya üzerindeki bütün önemli mescitlerin cam fanus içerisinde maketleri bulunuyor. Bunca farklı mimaride camiyi bir arada görmek mimari kültür farklılıklarını anlamamıza katkı sağlamıştı. Ayrıca ferman kâğıtlarının konulduğu kutular, mercekler bakılacak derecede küçük el yazması Kur’anlar da dikkat çekiyordu ve daha niceleri…

Dilimiz döndüğünce anlattığımız bu serüvende “Mü’minler ancak kardeştir…” ayeti kerimesini bir kez daha tefekkür ettik diyebilirim.

Bu kardeşliğin bir kısmı Libya’da doğmuştur, bir kısmına Suriye nasip olmuştur, bazısına Ürdünlü deriz bazısına Filistinli, kimi Asya’nın ta ötesinde doğmuş, yaşamış ve yaşlanmıştır kimi de Türk geleneğindendir. Mesafenin hiçbir önemi yoktur kardeşlik adına. Biliriz ki Çin’de bir kardeşinin başına bir şey gelse dağ taş yol olur oraya varmak adına.

Bunca hikâyenin, hatıranın ve biriken kardeşliğin ardından kıtalar aşacak olan yolculuğumuz için havalimanına doğru yol alıyoruz…

Selamat tinggal Malaysia! (Elveda Malezya!

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.