Gelecek Planlarımızın Muhteşemliği
Ağustos 2016 Bilal İNAL A- A+
A- A+

Gelecek Planlarımızın Muhteşemliği

Bir insanı kınadıktan sonra döner dolaşır bir gün gelir kişi aynı hareketi kendi yapar duruma düşer. Hatta aradan geçen zamanda o kadar değişir ki yaptığı hareketi kötü olarak bile görmeyebilir. Bu Allah’ın o kuluna cezası olarak görünse de aslında büyük bir rahmettir. Kişiye içinde bulunduğu kibir durumundan kurtulması için adeta bir fırsattır. Yani bugün yaşadığımız küçük bir kınama duygusu aslında geleceğimizde çok büyük bir yer tutabilir. Oysaki biz gelecek planlarımızı hep büyük hesaplar üzerinden yaparız. Sahip olduğumuz ailemiz, okuduğumuz okullar, çalıştığımız iş gibi büyük parçalar üzerinden gelecek hedeflerimizi çizeriz. Kimse bir arkadaşını kınadığında on yıl sonra bu kınamadan dolayı birkaç yılını allak bullak edecek olaylarla karşılaşacağını hesaplamaz.

Kınama örneği geleceğimizi şekillendiren küçük parçalardan sadece birisidir. Bunun dışında hayatında hiç beklemediğin anda karşılaştığın bir arkadaş geleceğini komple değiştirebilir. Anlık bir duygu birikimi ile yaptığın bir hata ya da gösterdiğin cesaret geleceğini bir anda komple değiştirebilir. Oysaki gelecek planları kurarken o kadar kesin hesaplar yaparız ki “şunu yaparsan hayatın kurtulur, bunu yapmazsan bir daha gün yüzü göremezsin” gibi algılara itiliriz. Sonra zaman ilerler ve kendimizi öyle bir hayatın içinde buluruz ki yıllar önce yaptığımız planlarla bambaşka bir yerden çıkarız. “Tam da böyle bir hayat planlamıştım” diyen insana rastlayamayız. Hep bir şeyler yolunda gitmez ya da beklenmedik anlarda her şey yoluna girer.

İnsanız sonuçta, en büyük yeteneğimiz unutmak. Hayat hep planlar dâhilinde ilerlese hep beklenilen hareketler sonunda beklenilen sonuçlarla karşılaşsak Allah’ı hatırlama oranımız diplerde olmaz mı? Beklenmedik gelişmeler insana hep ilahi bir müdahaleyi hatırlatır. Böylece dünyaya geliş amacımız olan kulluğumuzu hatırlama imkânına kavuşuruz.

Gelecek konusunda fazlasıyla yanılmamızın sebeplerinden biri de hayatın gördüğümüzden daha çok etkenle işliyor olmasıdır. Yaşadığımız hayat bizi ahirete hazırlayan, her geçen gün yeni bir ahlaki erdeme kavuşmamızı amaçlayan bir sistem halinde işler. Yani biz gelecek hedefimizde sadece çok para kazanıp zengin olmaya odaklanabiliriz ama hayat bu kadar basit değildir. Daha doğrusu Allah’ın bizle ilgili planı bu kadar basit değildir. Her saniyemizi bizzat şekillendirip bizi insan-ı kâmil olma yolunda fırsatlarla donatmaktadır. Bu sebeple başımıza gelen işlerin en küçüğünden en büyüğüne kadar hepsi bizim en son halimiz için tek tek planlanmıştır.

Bazı insanlar bu muhteşem planı sanki insanı küçülten değersiz bir şey gibi görürler. Sanki kendi hayatlarının yönetimi ellerinden alınmış da rüzgârda savrulan yaprağa dönmüş gibi hissederler. Kendi hayatlarının sadece kendi kontrollerinde ve dışarıdan gelen büyük müdahalelerle şekilleneceğini düşünürler. Bu insanların planlarının yazın bir iki hafta yapacakları tatilden, kışın da iki metrekarelik bir alanda iki metrekarelik bir ekran karşısında yatacakları kış uykusunu kaç metrekarelik bir evde yapacaklarından öteye gitmediğini görürüz.

Öğretmen mezun ettiği öğrencinin nerede, ne yaptığından habersiz. Doktor reçete verdiği hastanın evde ne halde olduğundan habersiz. Mühendis inşa ettiği yapının neye, ne kadar süre hizmet ettiğinden habersiz. Akademisyen yaptığı çalışmanın dünyaya ne katabileceğinden habersiz. Sadece aldıkları maaş ve nasıl dinleneceklerinin planını yapmaktan ibaret bir yaşam sürer haline gelmişken böylesine muhteşem bir hayat planının kendilerini değersizleştirdiğini düşünürler.

Oysaki Allah her kulunun hayatını planlarken aynı zamanda dünyanın geleceğini de aynı planların birleşiminden oluşturur. Yani her hayat bütün dünya planının değişmez bir parçası halindedir. Böylece her bireyin hayatının değeri dünyanın hayatının değeriyle eşdeğerdir.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Ağustos 2016

Sayı: 14