Editörden

Ve Genç Adam dergimizin ilk çift haneli sayısıyla, yine muhabbet etmek için sizlerle birlikteyiz.  Rabbimiz olan Allah’a hamd, yarenlerimize teşekkür ediyoruz.

Dünya’ya huzurun İslam’la geleceğine iman edenlerdeniz. İmanımız bir yandan hayatımızın yönünü belirliyor diğer yandan hayatımıza çok kritik sınırlamalar getiriyor. İsraf ile cimrilik arasında yol tutmamızı isteyerek ihtiyaçlarımızı gidermemizi ancak tüketici olmamamız gerektiğini vurguluyor. Zaten Müslümanın yanına tüketici eklendiğinde ortaya çıkan şey güvercine benzemek için beyaz boya ile renk değiştiren kargaya benziyor.

Günümüz insanı için -maalesef- tükettiği doyum sağlamıyor. Daha da kötüsü tükettikçe doyumsuzluğu artıyor. Bu çelişkiyi oluşturan nedenleri materyalist düşünceler, kapitalist yöntemler, liberal yaklaşımlar diye sıralıyoruz. ‘Sadece Ben’ ve ‘Daha Fazlası’ bu eğilimlerin temel felsefesidir. Ayrıca liberalizmin bidati olan tüketim alışkanlığı ve tüketim çılgınlığının da sorgulanması gerektiğini savunuyoruz.

Tüketim derken sadece ürünlerin tüketiminden bahsetmek batılının istediği gibi düşünmektir. Enerjimizin, ömrümüzün, dostluğumuzun, kardeşliğimizin, değerlerimizin tüketiminden de bahsetmeliyiz. Üretime doğru yönelmek ancak bunlar üzerinden hareketle başlayacaktır. Böylece üzerimizde hileler kuranların tuzakları sona erecektir.

Ayrıca her şeye raf ömrü biçilmesini doğru bulmuyoruz. Tüketimin olduğu kadar üretimin çılgınlığı da insanları tedirgin etmesi gerekir diye düşündük. Bu nedenle sayımızın muhabbet konusunu üretim ve tüketim anlayışlarımız olarak belirledik. Dergimizin sayfaları içerisinde neredeyse her sayfamızda size önerilerimiz olacak.
Bu sayımızda;

Bilal İnal; üretime dönüşemeyen tüketimin oluşturduğu durağanlığı ülkemizden örnekler vererek açıklıyor. İsmail Arık; Talut’un ordusunun imtihanı olan nehrin günümüz insanı içinde geçerli olduğunu ve nehri geçenlerin Bedir Ashabı’na yakınlığını anlatıyor. Halil Demirbaş da kuşatılmışlığımızı vurgularken yiyeceklerimizin sınırlarını ayetlerle açıklıyor.

Furkan Nalçacıoğlu kardeşimiz televizyon ve marifetlerini gözümüzün önüne seriyor. – 18 köşemizin yazarı bu defa Süleyman Beyaz kardeşimiz. Süleyman Beyaz Müslümanların yükselişinin Ortadoğu’dan geçtiğini savunuyor ve ‘üzerimize iş düşüyor’ diyor. Arka kapağımızda Mücahit Furkan televizyonlu evlerimizin durum tespitini şiirsel olarak vurguluyor.

Cinsiyet ayrımı yapmaksızın çalışmalarımıza devam ederken GENÇ ADAM yürekli kardeşlerimizi yanımızda görmek istiyoruz.  Hatalarımızda bizleri uyaran, sabır nasihat eden, fedakâr ve vefakâr kardeşlerimizle saflarımızı sıklaştırmak istiyoruz. Allah’a emanet olun…