Temmuz 2014 Aynur YEŞİL A- A+
A- A+

Ramazan ve Çocuk

Çocuk denince akla ilk gelen kelimeler neler olur desek herhalde çoğumuz; saflık, iyi niyet, temizlik, masumiyet, sevgi, tazelik, mutluluk, sevinç, neşe gibi kelimeler deriz. Ramazan denince de arınma, ibadet,  temizlenme, başkasını düşünme, huzur, kardeşlik, muhabbet gibi kelimeler gelir yine çoğunluğun aklına. Bu iki kavram çocuğun mesuliyet ve ibadet açısından sorumluluğu düşünülerek yan yana getirildiklerinde çok farklı anlamlar ve içerikler taşıdıkları aşikârdır. Bununla birlikte dini anlamda bir sorumluluğu olmasa da çocuk ramazanda iftar sofralarından ayrı düşünülebilir mi? Ayrıca Ramazanda Müslüman; Rabbinin huzurunda çocuk masumiyeti ile, çocuk saflığı ile, çocuk tazeliği ile durup Rabbinden onu affetmesini istemez mi?

Çocukluk dönemi hayatın kısa ama en kıymetli evresidir. Bu dönemde ne ekilirse yetişkinlikte o biçildiği tecrübelerle sabittir. Saf, temiz, katıksız, yaşanılası,  doyasıya tadı çıkarılası bir dönemi olan bu evre hayatımızın kısa süren ama kişilik temellerinin atıldığı en kritik yıllarıdır. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı iyi yetiştirmek için verimi yüksek Ramazan ayı da çok iyi bir fırsattır. Müslüman bu fırsatı kazançlı ay fırsatını iyi şekilde değerlendirirse en önemli görevlerinden biri olan çocuk yetiştirme görevinde çok fazla mesafeler almış olabilir.

Yetişkinler için manevi bir arınmaya, temizlenmeye fırsat olan Ramazan çocuklar için de çok anlamlıdır. Zira onun için yetişkin olma yolunda atılan adımların başlangıcı olan bir aydır Ramazan. Yarım tekne oruçları onu ne kadar mutlu eder, kendisini büyümüş hisseder, yaptığı ibadetin huzurunu duyarak, anne babası gibi olmanın gururunu yaşar. Eğer oruç değilse bile, oruç tutanın yanında bir şey yememe, içmeme,  kısa süreliğine de olsa bunu erteleme, sabretme deneyimleri ile bu ayda çocuklar iyi Müslüman olma yolunda küçük ama kıymetli adımlar atmaya başlarlar. Her iftar bir düğün, bir bayram yemeği tadında eğlenceli, mutluluk, huzur, tebessüm dolu, bol misafirli geçer. Heyecanla beklenen iftarlar onlar için çok sevdikleri oyun kadar eğlenceli ve güzeldir. İftar sonraları gidilen camiler, teravih namazları, cami içinde koşturmalar unutulamayan hatıralardandır.

Genellikle çok yoğun bir şekilde yapılan ibadetlerle tanır çocuklar Ramazanı. Bu da çocukların eğitimi için bu ayın ne denli kıymetli olduğunun ispatıdır. Evlerde Kuran okunur, mukabelelere gidilir, sadaka, zekât, fitreler o ayda verilmeye çalışılır, evler iftara gelen misafirlerle şenlenir. İslami terimlerin birçoğu ile çocuk bu ayda tanışır. Çocuk belki de İslam kültürünün birçoğu ile bu terimlerle, kavramlarla yaşayacak ve unutmayacaktır.

Tabi bu ayda zorlanıyorum, dayanamıyorum, takatim kalmadı diyerek evde, çok sinirli, gergin,  bir damla suda fırtınalar koparacak kadar sinirli veya hayattan kopmuş bir şekilde bezgin dolanmak bize verilmiş fırsatı değerlendirmek değil eline verilen bu eğitim fırsatını heba etmek olur. Böyle ortamda yetişen çocuk Ramazan ayının gelmesini sabırsızlıkla beklemez; tam tersi bitmesini sabırsızlıkla bekler.

Ramazan ayındaki reklamlara baktığımızda maddi kazanç sağlamayı, çok para kazanmayı düşünenlerin bu ayı nasıl bol kazançlı değerlendirdiklerini görmekteyiz. Ramazanla alakası olmayanlar, oruç tutmayanlar, ramazan ayının gereklerini yerine getirmeyenler öyle kazanıyorlar ki bu reklamlarla, ceplerini dolduruyorlar.  Müslümanların da bu manevi kazanç ayının sonunda elleri boş çıkmak yerine hayır alışverişinden bol kazançlı çıkması, bereketinden faydalanabilmesi gerekmez mi?

Bu mübarek ay kendimizi, nefsimizi terbiye eden bir ay olduğu gibi aynı zamanda son derece değerli emanetlerimiz olan çocuklarımızı da terbiye etmemiz için bir fırsattır. Fırsatlar ayı olan Ramazan aynı zamanda bize verilmiş çocuklarımızın karakter eğitimi için de çok önemli bir hediyedir Rabbimizden bize. Bu bol kazançlı mübarek ayı her anlamda güzel yaşayabilmek, yaşatabilmek duası ile..

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Temmuz 2014

Sayı: 42