Nisan 2017 Baciyan A- A+
A- A+

Abdullah Yıldız İle “Kur’an’daki Kıssalar Üzerine”

1-Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

1954’de Adana, Kozan, Ayşehoca köyünde doğdum. İlkokulu köyümde, liseyi Adana İmam-Hatip lisesinde, üniversiteyi Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü’nde okudum. 23 yıl öğretmenlik yaptım. 1976’dan beri yazıyorum ve yirmi kadar kitabım yayımlandı. 2006’da dava arkadaşlarımla birlikte kurduğumuz Namaz Gönüllüleri Platformu, namazın Müslümanların gündemine ciddi anlamda girmesine ve birçok insanımızın namaz bilinci kazanmasına ve namaza başlamasına vesile oldu.

2-Kıssaların kesinlikle yaşanmış olaylar olduğunu söyleyebilir miyiz, Allah hakikati daha somut olarak bize anlatmak için bu tarz örnekler vermiş olabilir mi? Âlimlerimiz arasında bu konuda bir ihtilaf var mı?

Kıssalar hakkındaki bu tartışma gereksiz bir tartışmadır ve yeni dönemlerde, özellikle de oryantalistlerce gündeme getirilmiştir. Kur’ân-ı Kerim bir “tarih kitabı” değildir ve bize “kıssalarından bir kısmı” anlatılan peygamberlerin başlarından geçen olaylar yer, zaman ve şahıs isimleri belirtilerek aktarılmamıştır. Kıssalardan “hisse” almak ve bu kıssalar bağlamında verilen mesajları hayatımıza nasıl aktaracağımız üzerinde kafa yormak önceliğimiz olmalıdır.

3-Kıssalardaki hakikatlerden etkilenerek Müslüman olan, İslam’a ilgi duyan, Kur’an’a yaklaşan bir hidayet öyküsü biliyor musunuz? Biliyorsanız bizimle paylaşabilir misiniz?

Hidayet öykülerini anlatan kitaplarda dikkatimi çeken ilk şey, İslâm’ı din olarak seçmeye karar verenlerin çoğunluğunun Kur’ân-ı Kerim’le tanışınca hidayete ermiş olmalarıdır. Mesela, Adem Özköse’nin “Cennete Otostop” kitabında, birçok Hristiyan’ın Meryem suresini okuyunca “teslis” inancından “tevhid” inancına yükseldiğini ve keza bazı insanların da Yusuf ve Fetih surelerinden etkilendiklerini görürüz…

4-Diğer peygamber kıssaları farklı surelerle anlatılırken Yusuf peygamber Yusuf suresinde 3 ayet hariç baştan sona anlatılıyor neredeyse, bunun sebebi ne olabilir sizce?

-Rabbimiz böyle takdir buyurmuş ve Yusuf kıssasını “ahsenü’l-kasas” (kıssaların en güzeli) olarak nitelemiştir. Zira Yusuf kıssasını Rabbimizin Kur’ân’da anlatışı çok güzel ve muhteşem bir akış içinde yer alıyor. Yine Rabbimiz Yusuf aleyhisselâm’a hem maddi hem de özellikle manevi açıdan muhteşem bir güzellik lütfetmiştir. Peygamberimiz aleyhisselâm da Hz. Yusuf aleyhisselâm hakkında “Kerim oğlu, Kerim oğlu, Kerim” ifadesini kullanmıştır.

5-Hz. Peygamber’in özel hayatının anlatıldığı bazı sureler var, bunun günümüzdeki karşılığı ne olabilir?

Rabbimiz Kur’ân’da Peygamberimiz aleyhisselam’ın şahsında hepimize hitap eder. Meselâ Ankebut, 45’teki “Sana Kitap’tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl” talimatı bütün mü’minlere yönelik bir emirdir. Ahzâb suresinde Peygamberimiz aleyhisselam ve eşleri/annelerimiz üzerinden verilen mesajlar bütün mü’min erkekleri ve mü’mine hanımları doğrudan ilgilendirir.

6-Kur’an kıssalar bazen çok ince ayrıntılarla bazen çok genel anlatılabiliyor, bunun sebebi ne olabilir?

Yüce Rabbimiz, Kur’ân’ın muhataplarına ulaştırılması gereken hakikati onların kavramaları için anlatılması gerektiği kadar anlatılmıştır; ne fazla, ne eksik… Kur’ân’da gereksiz hiçbir kelime hatta harf dahi yoktur. Meselâ; Kasas suresinin 25. âyetinde; Hz. Şuayb’ın kızının Hz. Musa’yı ‘sulama ücretinizi ödemek için babam sizi çağırıyor’ deyip davet etmeye gidişinin “Hayâ üzre (utana-sıkıla) yürüyordu.” şeklinde detaylı verilmesi, hayâyı vurgulamak içindir.

7-Geçmişte helak sebebi olan birçok davranış, günah şu an gerçekleştiği halde hala helak olmama sebebimiz nedir?

Bunun sebebini elbette Allah bilir. Ancak Kur’ân’da toplumların helâkine dair sünnetullahın ne olduğunu doğru olarak anlamak için, konuyla ilgili tüm âyetlerin bütün halinde dikkatlice okunup anlaşılması gerekir. Mesela, sorunuz bağlamında söylersek; zulüm, kötülük ve günahların açıkça ve yaygın olarak işlenmesinin yanında kötüleri ve kötülükleri engellemeye ve önlemeye çalışan faziletli bir grubun da kalmaması halinde azap ve helâk geliyor…

8-Bakara suresinde “Peygamberler arasında ayrım yapılmaz.” dendiği halde “Ulu’l Azm Peygamberler” kavramı nasıl çıkmıştır?

Peygamberler arasında “peygamberlik” sıfatları ve örnek şahsiyetleri ve karakterleri bakımından ayırım yapılamaz; hepsi de ismet, emanet, fetanet vd. sıfatlarına haizdir. Ancak tebliğ ve mücadele biçimleri, şartları, karşılaştıkları imtihanlar vb. açısından farklılıklar vardır.

9-Peygamber kıssalarının film ya da dizi olarak çekilip oyuncuların peygamber rolünde olması ve bizim bunları izleyerek destek olmamız ne kadar doğrudur, bu konuda sınırlarımız, ilkelerimiz ne olmalıdır?

Peygamberlerin kutsal kişiliklerini zedeleyecek ya da onların yanlış anlaşılmalarına yol açacak biçimde belli imgeler ve tiplerle özdeşleşmelerine yol açacak şekilde sunulmaları elbette nebevî mesajların kendisini de olumsuz etkileyebilir… Peygamberlerin seçkinlikleri ve saygınlıkları korunmalıdır.

Bize vakit ayırıp sorularımızı cevapladığınız için çok teşekkür ederiz.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr

Nisan 2017

Sayı: 53