Ekim 2013 Cemil USTA A- A+
A- A+

Kibir-4

Kalbinde zerre kadar kibir bulunan bir kişi cennete giremez. Kibrin cennete girmeye mani olma sebebi kul ile mü’minlerin arasına girmesidir. Kibirli insanlar kibirliliklerini muhafaza için her kötülüğe başvurur ve bütün iyi hasletlerini kaybeder. Bunun için içinde zerre kadar kibir hastalığı bulunan kimse cennete giremez. Adi huylar birbirini çekerler. Kibrin birçok çeşitleri olmakla beraber en kötüsü ilim öğrenmeye mani, hakkı kabul ve inkıyada engel olan kibirdir.

Allah Teâlâ kibirlenenlerin hallerini şöyle beyan buyurmaktadır:

“Rabbiniz dedi ki: "Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten kibirlenenler; cehenneme hor ve hakir kimseler olarak gireceklerdir.” (Mü’min, 60)

“Ve meleklere: "Âdem’e secde edin" dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kâfirlerden oldu.” (Bakara, 34)

“Onlara: "Rahman (olan Allah)a secde edin" denildiği zaman, "Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?" derler ve (bu,) onların nefretini arttırır.” (Furkan, 60)

Namaz dinin direği, mü’minin Allah’a karşı taahhüdü ve itaat tezahürüdür. Bu cihetle imandan sonra dini vazifelerin başında gelir. Bu büyük vazifeyi yerine getirmeyenleri, özürsüz olarak kılmayanları Allah’ın adaleti bırakmayacak, onlar cehennemin gayyasına atılacaklardır. Rabbimiz:

“Sonra, bu peygamberlerle, salih kimselerin arkalarından (kötü) bir nesil geldi ki, namazı terk ettiler, şehvetlerine uydular; bunlar da Cehennemdeki “Gayya” vâdisini boylayacaklardır.” (Meryem, 59)

Ayette geçen “gayy” kelimesinin cehennemde bir vadinin adı olduğu bildirilir. Bu vadi zina edenler, şarap içenler, faiz yiyenler, yalancı şahitlikte bulunanlar, anne babasına kötülük yapanlar ve namaz kılmayanlar için hazırlanmıştır. Öyle bir vadidir ki onun hararetinden kendi dereleri bile Allah’a sığınır. (Ruh-ul Beyan Tefsiri)

Namaz, mü’minin başında rahmet gölgesi,  iman alameti, ilahi taahhüt nişanesidir. Efendimiz aleyhisselat-u ves-selam:

“Bizimle kâfirler arasında ayırıcı fark ilahi bir taahhüt olan namazdır. Her kim onu bile bile terk ederse küfretmiş olur.”(Müslim) buyurmaktadır.

Şeytan aleyhil-lane Allah azze ve celle emretmesine rağmen Âdem aleyhis-selama secde etmedi de Allah tarafından lanetlendi, rahmetinden mahrum edildi ve ebedi cehennemliklerden oldu. İşte secdeden uzak olmanın akıbeti budur. Şeytanı secdeden uzaklaştıran ise enaniyeti ve kibirlenmesidir.

Bir mü’min ki kılmadığı namaz Allah’ın emridir. Secde ise Allah’a yapılması gereken secdedir. Namazı kılmamak bir mü’min için itaat dairesinden çıkmak, ilahi rahmet ve inayetten mahrum kalmak, ruhani hayattan uzaklaşmaktır.

Bu cihetle namazlarımızı muntazaman kılmalıyız. Kılamadıklarımızı acele kaza etmeliyiz. Sünnet namazlar kaza niyetiyle kılınmaz, nafile olarak, sünnet olarak kılınır. Sünnetin terkinin şefaatten mahrumiyete sebep olabileceği unutulmamalıdır.

Mü’minin dünyada işi Allah’a kulluktur. Namazdan uzak kimseler dünya hayatında bereketsiz bir ömür yaşar, simalarında ilahi güzelliğin nuru kalmaz. Bunun içindir ki namaz Allah ile kavuşma noktasıdır. Ümmete küçük miraç olarak hediye edilmiştir. Kur’anda,“Secde et ve yaklaş” (Alak, 14) buyurulduğu vechile Rabbin huzuruna çıkabilme nimeti de namazla elde edilir.

Allah’ım kibirden, hasetten, nefsimizin ve şeytanın şerrinden Sana sığınırız.


Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr