Ocak 2015 Cemil USTA A- A+
A- A+

Keşke Bilmiş Olsalardı

Bu dünya fânidir, geçicidir. İmtihanlarla dolu bir hayatı içerir.  Gerçek hayat ahiret hayatıdır. Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’inde şöyle buyuruyor: “Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı.” (Ankebut, 64) Dolayısıyla hakiki hayat üzüntü ve meşakkatlerin, hastalık ve illetlerin kirletmediği ölüm ve fevtin (elden kaçırma endişesi) arız olmadığı bir hayattır.

Bu, cennet ehlinin ve Allah’a yakın kulların hayatıdır. Şayet onun kemalini, değerini ve hakiki eşsizliğini anlamış olsalardı dünyada iken onu kazanmaya daha hırslı ve daha istekli olurlardı. Bu sebeple onu kaçıran ahirette ona yetişemez. Nitekim bilindiği gibi cehennem ehlinin vasıflarından biri de orada ne ölürler ne de yaşarlar. Yani onlar orada istirahat edecek hakiki bir hayatla yaşamazlar. Ölmek isterler onu da bulamazlar. Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’inde “Ki onlar en büyük ateşe girecektir. Sonra orada ne ölecek, ne de diri kalacaktır.” (Âlâ, 12-13) buyuruyor.

Akıllı kimse hevasının peşinde, alçak ve rezil dünya ile meşgul olarak pek değerli bir plan olan ömrünü harcamaz, boşa geçirmez. Bilakis devamlı ve ebedî olan hayatı kazanmak için acele eder. Bilesin ki insanlar dünyada on şeyle iftihar edip övünürler. Hâlbuki kıyamet günü bunların faydası olmaz:

1. Mal: Mal bir kimseye fayda verseydi Karun’a verirdi. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Onu da yurdunu da yerin dibine geçirdik.” (Kasas, 81)

2. Çocuk: Evladın bir kimseye faydası olsaydı İbrahim -aleyhisselam-’ın babası Âzer’e faydası olurdu. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Ey İbrahim! Bundan vazgeç.” (Hud, 76)

3. Güzellik: Güzelliğin faydası olsaydı Rumlara olurdu. “Çünkü güzelliğin onda dokuzu Rumlara verilmiştir.” denilmiştir. Allah Teâlâ, “O gün nice yüzler ağarır, nice yüzler kararır.” buyuruyor. (Âl-i İmran, 106)

4. Şefaat: Şefaatin faydası olsaydı Rasulullah -aleyhisselam-’ın iman etmesini istediği kimselere olurdu. Nitekim Allah Teâlâ: “Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin.” (Kasas, 56) buyuruyor. Sanki şöyle demiş oluyor: “Sen benim suç ve günahlar konusunda şefaatçimsin, hidayet konusunda ortağım değilsin.”

5. Hile ve Düzenbazlık: Bunun bir kimseye faydası olsaydı kurdukları tuzakların kâfirlere faydası olurdu. Nitekim Allah Teâlâ: “Onların bütün tertip ve düzenleri başarısızlığa mahkûmdur.” (Fatır, 10) buyurmaktadır.

6. Fesahat/ Güzel Konuşma: Fesahatin bir faydası olsaydı Araplara olurdu. Hâlbuki Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Rahman’ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar.” (Nebe, 38)

7. İzzet ve Şeref: Bunun bir kimseye faydası olsaydı Ebu Cehil’e olurdu. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Tat bakalım, hani sen kendince üstündün, şerefliydin.” (Duhan, 49)

8. Dostlar: Dostların bir faydası olsaydı fasıklara olurdu. Nitekim Allah Teâlâ: “O gün muttakiler hariç dost olanlar bile birbirine düşman kesilirler.” (Zuhruf, 67) buyurmuştur.

9. Taraftar ve Tâbiler: Peşinden gidilmek bir kimseye fayda verseydi liderlere fayda sağlardı. Bu konuda Allah Teâlâ: “İşte o zaman görecekler ki kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar.” (Bakara, 166)

10. Asalet, Soy: Bunun bir faydası olsaydı Yakub -aleyhisselam-’ın Yahudilere faydası olurdu. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda vermezler.” (Mümtehine, 3) Bütün bu anlatılanları anladınsa fayda vermeyecek bu şeyleri bırakıp Allah’a dön. Bu ancak imanın kemali ve takva ile mümkündür. Allah’ım bizleri Rıza’na ulaştır. Amin.

Yazımızı paylaşın..

Facebook Twitter Whatsapp’ta Paylaş Google Email Print LinkedIn Pinterest Tumblr